Şubat 20, 2017

Eşinizle İlişkiniz Çocuğunuzla Olan İlişkinizi Nasıl Etkiler?

Çocuğunuz karı-kocalık ilişkinizin neresinde duruyor?

Size ne kadar yakın ya da eşinize?

Tartışmalarda taraf tutuyor mu?

Peki ya olayları nasıl yorumluyor dersiniz?

Küçük bir kız/erkek çocuğu büyürken annesinin/babasının diğer ebeveyni ile ilgili duygularına şahit olur.  Şahit olduğu bu duygular yaşamının ileriki dönemlerinde ona, diğerleriyle olan iletişimine rehberlik edecektir.

Bu duygular aşk, merhamet, sevgi gibi olumlu duygular olabileceği gibi; öfke, korku gibi olumsuz deneyimlere neden olabilecek duygular da olabilir. Dolayısıyla sizden aldıkları, geniş bir yelpazede çeşitlilik gösterecektir.  Aşkı yaşayış biçimiz de; öfkeyi yaşayış biçiminiz de onun tanımlamalarındaki ilk anlamı oluşturacaktır. Öyleyse eşinizle aranızda yaşadığınız herhangi bir anlaşmazlığı düşünmenizi istiyorum. Ne olur? Neler yaşanır? Nasıl çözümlenir?

Karı-koca ya da anne-baba olarak hissettiğiniz, düşündüğünüz ya da söylediğiniz her şeyin çocuğunuzun duygu, düşünce ve davranışları olacağını bilseniz, yine de aynı duyguları hisseder, aynı düşünce ve duyguları yaşamaya devam eder miydiniz?

Çocuğunuzun babasına/annesine bitmeyen bir kızgınlık içindeyseniz; onun da ilerde erkeklere/kadınlara kızgın olabileceği ihtimalini düşünün derim. Üstelik gün gelecek ve erkelerle/kadınlarla olan kötü iletişiminde sizi sorumlu tutabileceğini bilseniz, yine onu bu çatışmalara ortak eder miydiniz?

“Bizim annemiz babamız çok mu iyiydi? Ama bakın, hiçbir şeyimiz yok”

Bu gerçekten doğru mu? İlişkilerinizde yaşadığınız tıkanıklıklarınız, büyürken aldığınız telkinlerden, gördüklerinizden ya da yaşadıklarınızdan hiç etkilenmedi mi? Yoksa bu konuyla yüzleşmeye henüz hazır değil misiniz?

Kendinizle ilgili kısmını görmek için hazır değilseniz dahi, çocuklarınız için hala şansınız var. Karı-Koca olarak yaşadığınız süreçlerden çocuklarınızın nasıl etkilendiğini gözlemleyin. Olumlu ya da olumsuz yaşantılarınızı, büyümekte olan aynı zamanda dış dünyayı, ilişkileri daha yeni yeni anlamaya çalışan çocuklarınız nasıl anlamlandırdığına ilişkin uyanık olun.

Eşinizle olan ilişkinizde işler iyi gitmiyorsa, şayet benlik bütünlüğünüzü sağlamış sağlıklı yetişkinlerseniz, bununla bir şekilde baş edebileceğinizi varsayalım.

Peki ya çocuğunuz? Burada yaşadığı duygu, eğer gerekli açıklamalar yapılmadıysa, bölünmüşlük olmayacak mı? Bir tarafta annesi varken, diğer tarafta babasının yaşadığı duyguları anlamaya çalışırken, aslında arada sıkışmışlığı ile baş edebilir mi dersiniz?

Aidiyet ve bağlılık yaşadığı iki kişi karşı karşıya gelmişse, çocuğunuzun muhtemelen, bu çatışmada nerede duracağı ile ilgili kafası karışmıştır. Olanları, birbirinize olan duygu ve düşüncelerinizin yanı sıra davranışlarınızı da kendi dağarcığı içerisinde anlamaya çalışacaktır.

“Sen de büyüdün artık babanın bana böyle davranmasına izin vermemelisin.”

Olaylara dışarıdan bir yetişkin gibi bakmasını ve anlamasını istemek, biraz fazla olmaz mı? Sonuç olarak çocukluk, ön ergenlik, ergenlik ve hatta ergenliği atlatamamış yetişkin bir çocuğunuz var ise siz onun ebeveynisiniz.

Sizin duygularınızla büyüyor; öyleyse aranızdaki çatışmaya da sizin duygularınızla dahil olacaktır. Yakın hissettiği, korunmaya ihtiyacı olduğunu düşündüğü ebeveynin yanında yer alacak, o ne hissediyorsa öyle hissedecek, diğer ebeveyni bu şartlarda değerlendirecektir.

İşte tam da bu aşamada anne-babanın nasıl davrandığı, çocuğa karşı nasıl bir tutum sergilediği büyük önem taşımaktadır. Çocuk çatışma içerisinde yalnız kalmak yerine, taraf olarak en az bir ebeveyn tarafından kabul görüleceğini ve sevileceğini düşünür.

Eğer çocuğun koalisyon kurduğu ebeveyn ya da diğeri bu durumu fark eder; karı-kocalık ve anne-babalık farkını çocukla paylaşırsa çocuk rahatlayacak ve kendini güvende hissedecektir.

Aksi halde, içimize dönüp; çocuğumuzu hem duygularımızı paylaşacak bir arkadaş, hem de yanımızda bize destek olacak bir yoldaş olarak görmeye başlarız.

Bu yazıyı okuyup, böyle davrandığını fark eden ebeveynler olacaktır. Onlardan düşünmelerini istiyorum: Eşiniz (Çocuğunuzun anne/babası ) ile ilgili olumsuz bir duygunuzu çocuğunuzla paylaşırken düşünün! Bu sizin ihtiyacınız mı? Yoksa çocuğunuzun mu? Eminim çocuğunuzun sizin yanınızda yer alarak, size destek olması size iyi hissettiriyordur.

Çocuk bile böyle hissediyorsa siz haklısınızdır, yalnız değilsinizdir. Hatta belki dostlarınıza, arkadaşlarınıza onun olduğundan da olgun bir çocuk olup size nasıl da destek olduğu ile ilgili övgü dolu cümleler kuruyorsunuzdur. Peki çocuğunuz bir anne/babanın olgunluğu ile davrandığında, çocukluğu nereye saklanacak, merak etmiyor musunuz?

Çocuğunuz, bir yetişkin olmaya başlayıp ilişkilerinde tökezlediğinde, yanıldığında dönüp geriye bakacak gücü varsa eğer, onu çabucak büyüttüğünüz için size minnettar mı olacak dersiniz?

İşte bu aşamada seansa gelişler yoğunlaşıyor. Danışanlarımız ilişkilerinde yaşadıkları kısır döngülerin, çocukluklarında saklanan, yaşayamadıkları deneyimlerin bir oyunu olduğunu anladıklarında, ailelerine kızgınlık ve kırgınlıkla karşı karşıya kalıyorlar. Seanslarda bu duygularını özgürce ifade edip, temizledikten sonra olaylara bir yetişkin gibi bakabiliyorlar.

Ve işte ancak o zaman iç huzur ve bütünlük duygusu ile büyüyorlar…

Share

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir